Egomuz devreye girdiği an, artık orada biz yokuzdur. Sadece ve sadece deliye dönmüş, kendini beslemek isteyen, almak istediğini almaya kitlenmiş, şuursuz bir ego vardır. Onu kontrol edip sakin kalmak dünyanın en zor şeyi olabilir. Hele birde kanınıza karışmasına izin verdiyseniz... Önünüzde kim dursa yıkar geçersiniz. Ego o kadar zararlı bir şeydir kendin için doğru kullanıp avantaja çeviremiyorsan eğer. Diyelim ki doğru kullanıyoruz, işte o zaman daha ileriye taşır sizi. Çünkü egonuzun altında yatan hırslarınız sizi bir sonraki basamağa çıkartır. Egonuz size kendinize her zaman bakmanızı, ilgilenmenizi hatırlatır. O yüzden her zaman söylenen bir kelime vardır; “denge”. Dengede kalabilmek için karşınızdaki olayı ya da kişileri sizi denemeye gelmiş bir sınav gibi düşünün. O anda neden var oldu? Size neyi anlatmak istiyor? Sizi neden zorluyor? Ve eğer egonuza yenilmezseniz, o anda karşınızdakine istediğini vermeyip ağa düşmezseniz işte artık kendinizi yenmiş olursunuz ve yepyeni bir kişi doğar oradaki karşıya değil içinize harcanan enerjiden. Eğer ki kavga etmeye devam eden olursanız, değişen hiçbir şey olmaz ve bir gün oltaya gelmez misiniz acaba diye hayat size kavga edeceğiniz daha nice kişiler ve olaylar çıkartır. Siz kavga ederek insanlığa ders vermeye çalışıyorsunuz ama diliniz yine kavga. E o zaman nasıl insani değerlere sahip insanlar bekliyorsun. En kolay yolu ne biliyor musunuz, iyi bir dinleyici olun. İçsel çatışmanda olsun dışsal çatışmanda olsun dinleyin bakalım karşıdan ne geliyor size. Anlamaya çalışın niçin bu durumun sizinle olduğunu, tam sabrınızın bittiği anda karşıya ya da kendinize değil havaya haykırın bütün öfkenizi. İşte o anda ki enerji çıkışını hissedin. O dakikan sonra hava dahil herkes alması gereken mesajı almış olacaktır. İç rahatlığınıza ve o olayın orada kalmasının vermiş olduğu huzurla arkanızı dönüp yolunuza devam edin... İşte en büyük egonun bir kişiye katabileceği şey budur; tepkisiz reaksiyon sonucu bir adım ileri adım atabilmiş olmak.