Bu koleksiyonda kendimi anlatayım. Çünkü özellikle kartalı seçerek çalıştım. Ben oldum olası kartalları çok sevmişimdir. Bu yüzden beni Beşiktaşlı sanırlar ama değilim. Ama saygı duyuyorum. Her takımın farklı özelliklerine duyduğum gibi. Genel olarak takım tutmaya karşıyım aslında. Daha doğrusu fanatik olmaya. Fakat söylemek gerekirse baba takımı olduğu için Fenerbahçeliyim. Bu konu bir tarafa gelelim kartallara. Kartalları en çok sadık oldukları, yüksekten uçabildikleri ve keskin görme yetileri olduğu için severim. Önce kendine sadıktırlar. Her zaman kendilerini korurken, bağlı oldukları sevgilisine her daim sadıktır. Tam da bizim olmamız gerektiği gibi. Yüksek hedefleri olduğu için yüksekten uçmaları gerektiğini bilirler. Buna uygun olan iskelet sistemleriyle kollarını açarak bütün yolculuğu içlerine alırlar. Yumuşacık kat kat olan kendilerini koruyucu tüyleri vardır. Aynı zamanda kabarınca ihtişamını sağlarlar. Kanat çırptıkça tüyleri toplar yoldaki pırlantaları. Yol kat ettikçe varmaları gereken yere ulaşırlar. Ulaşırken de görmeleri gerekeni görür, almaları gerekeni alır ve kullanacakları yükü taşıyarak ulaşmış olurlar. İlk hedefi olan dağın tepesine ulaştığında keskin nişancı gözleriyle hedefini arar. Bulduğunda kitlenir ve pür dikkatle amacını gerçekleştirir. Sert, acımasız, savaşçı, ürpertici ve korkutuculuğu onun yoldaşıdır. Bende öyle yaparım. Önce hedefimi hayal olarak canlandırırım zihnim inansın ve güvensin diye. Her zaman kendime sadık kalmaya çalışırım. Biz insanız tabi ki yoldan saptığımız durumlarda olabilir. Fakat emin olun ki yolu uzatsanız da molalarınızla yürüdüğünüz yol aynıdır. Belki zorlaşır belki kolaylaşır. Sonucunda varmanız gereken yere varırsınız. Hayalden sonra Dünya’nın bize sunduklarına göre bir rota çizerim. Rotam doğrultusunda başlarım kanatlarımı çırpmaya. Her çırpışım kendime kattığım fayda, bir adım daha yol kat etmemdir. Öğrenmem gerekenleri, bu süreçte almam gerekenleri kollarımı kapattıkça eklerim kendime. Aynı zamanda izleyicide kalmam gerektiğini bilirim aynı kartalın uçarken yukardan aşağı kontrol ettiği gibi. Eğer kendimi yola kaptırırsam, görmem gereken yıldızları göremem ya da yola endekslendiğim için hayatın bana sunduğu kolaylıkları kaçırmış olurum. Kanatlarımız her an manevra yapmaya hazır olmalıdırlar. Keskin bakışlarımla ve her şeyin farkında olarak yolun sonuna geldiğimde zaten hayalimin gerçeğe dönüşümü çoktan başlamıştır. Sadece son vuruşum olan soyut ile somutu tamamen birleştirme safhası kalmıştır. Gözlerimde kıvılcımı hissettiğim anda derin bir nefes alıp kanatlarımı son için çırparım. Ve işte artık soyutluk yüklü somutlaşmış hayalim karşımda. Onu yiyerek aynı kartalın avını yemesi gibi, onunla bir olarak, bütün olarak yeniden doğarım. Bu doğuş hem onun içindir hem de benim içindir. Bir yandan kendimi onla var ederken bir yandan ondan almış olduğum enerji ile yeni hayallere kanat çırparım. Unutmayın, var ettikçe çoğalırız…