Neden düşmeyi kendimize kabul ettiremiyoruz? Düşebileceğimizi, tekrar kalkabileceğimizi, yardım alabileceğimizi, ayağımızın takılıp sendeleyebileceğimizi hiç kabul edemiyoruz. Bunlar olmasa hayatın öğretilerini nasıl yakalayabiliriz ki? İnsan olmanın getirisi olan dene-yanıl-ders çıkar üçlemesini unutuyoruz. Evet bazen her şey çok “doğru”, “yolunda” gidiyor deriz ama sonra bir anda bozulur. Tökezleriz. Bazen yün öbeği gibi dolanır başlangıcı bulamayıp daha da sıkıntı içine gireriz. Su bulanır gerçeği kaybederiz. Böyle zamanlarda o anda sesini duymak istediğiniz birini arayın ve yardımını ya da belki de sadece sohbetini isteyin, ya da size sizi hatırlattığını düşündüğünüz kitabı alın ve okuyun. Çünkü ihtiyacımız olan tek şey “kendimize gelmek”. İçerideki gerçek ile egonun fazla ve karmaşık sesi bizi çıkmaza götüren. Egoyu susturabilmek içinse yapmamız gereken hatırlamak. Bir fener bulmak. Şimdi artık denediniz ve gördünüz. Başarısızlık hissiniz 1 saniye önce geride kaldı, geçmiş oldu. Şimdi yeni bir siz varsınız ve yeni uygulamalara, yeni kararlara hazırsınız. Bir bakın bakalım yün öbeği olduğunuz konuda bir de yeni kararlarınızın yöntemini uyguladığınızda ne olacak? Bu dünyada var olan benliğinizin sınırlarınızı, kendinizi, bedeninizi tanıyın. Dünyadaki varlığımız bizim hangi alanlarda deneyim yaşayacağımız üzerine oluşturulmuştur. Bunu reddedip, hakikat bilincinde yaşamanın anlamını karıştırırsak eğer Dünya’yı ve kendimizi umursamazca yaşayarak hiçbir zaman doyuma ulaşamayız ve neden olmuyor diye çaresizlik içerisinde kalırız. Halbuki bu işin sırrı; Dünyadaki SENİ, deneyimlerini yaşarken, hakikatin desteğini, sevgisini bilmek ve dünyanın sana yaşattığı duyguların ve illüzyonların içine girip kendi içinde aşılamayacak durumlar yaratmadan, onların SEN istediğin için, niyetlerinden birini gerçekleştirmene vesile olacağı için gerçekleştiğini, SENİN için çok önemli birer öğreti olduğunu görmek! Unutmayın ki en nihayetinde insanız ve bu hayattaki en zor şey ise “Dünyadaki kendini kontrol edebilmek ve bilebilmek”. O yüzden kendinizden şefkatiniz, sevginiz ve desteğiniz hiç eksik olmasın. Çok zorlu adımlar atıp, zorlu bir istikrar sürecinden geçerek hedeflerimize ulaşıyoruz. Baktınız ki motivasyonunuzu kaybetmeye başladınız, hemen durun ve size hangi olayın/duygunun bu süreci başlattığına bakın. Bunu yapmazsanız sonrasında toparlamak daha zor olabilir. Belki de toparlamamanız gerekiyordur. O yüzden üzülecek bir şey yok, her şey olması gerektiği gibi oluyor.