Bilinçaltı sarmaşık gibidir. Hiç fark ettirmeden sarar benliğimizi. Biz olur. Sanki beynimizin içindeki gözdür bana göre. Her şeyi görüp yakalamak ve sonrasında müdahil olmak için hazırda bekleyen bir göz. Bazen karanlığımız olur, bazen de karanlığımızı aydınlatan ışığımız. Kesitler halinde bilincimizin bir parçası olmuştur bilinçaltımız. Yarımdır aslında. Bilinçli olabilmek için kullanabileceğimiz aracın diğer yarısıdır. Hem bize gülümser hem de tırnaklarımızı göstermemiz için canımızı acıtır. Netliği yoktur. Bulanıktır. O yüzden anlaşılmaz olur bazen. Derinlemesine düşünmek, irdelemek, hatırlamak gerekir onu anlayabilmemiz için. Sarmala girdiğimiz anda da her şey birbirine karışır. Beynimizi kaybedecek gibi hissetmeye başlarız. İhtiyacımız olan ise kendimizi tamamıyla görüp değerlendirmemiz gereken gözümüzdür. Bilmeliyizdir ki ancak elimizdeki her şeyi kullanırsak, parçaları birleştirirsek yükselebiliriz ve gerçekliği yaratabiliriz. Her parçanın toplamının siz olduğunuzu, bir tanesinin sadece varlığınız için kullanmanız gereken bir araç olduğunu fark edin..